Verdicchio

Verdicchio dei Castelli di Jesi Marotti Campi

Hafta sonu öğle yemeğiyle gidecek şarap ararken mahzenin derinliklerinde keşfedilen, unutulmuş değil belki ama – çünkü hepsi hafızanın bir köşesinde durur - şarap fazlalığı içinde kendini kaybettirmiş, şarabıyla pek meşhur olamayan bir bölgeden ve şimdi şişenin sonu görünmüşken olağanüstü bir değer teşkil ettiğine ikna olduğum bir İtalyan beyazını size, umarım bundan daha az düşük ve karışık cümlelerle anlatmayı deneyeceğim. Ve elbette özünü teşkil eden zarif isimli üzümü.

Verdicchio. Yeşilimsi anlamına geliyor olsa gerek, 10 yaşında gittiğim İtalyanca kursundan bana kalan. Buzlukta 20 dakikada anca 9 dereceye inmiş ama kafi gibi, buzluk da ağzına kadar dolu napsın. Yeri gelmişken derece mühim – size deli gözüyle bakabilirler ama aldırmayın – elinizde dereceyle tatmıyorsanız çok şey kaçırıyor olabilirsiniz. Bir 10 dakika daha ve 4 dereceye iniyor, bu fazla, ama bardağa dökünce çaten optimuma ulaşıyor, tadım notlarım 8-9 derece bandında.

Az haşlanmış sebze, aynı sebzelerin turşusu (tamamen tesadüf), tavada soya soslu, kremalı tavuk, üstüne deneysel baharat karışımı, chilly Leicester çedarı, dünkü suşi siparişinden kalan güzel soya sosunu da bolca sürersem ohh…Bunu şarapla eşleştirebilene madalya…vermiyorlar ama aldığın keyif yeter, bu kadar goy goy da yeter, şaraba geçelim.

Düşünebileceğinizin aksine (neden böyle düşünsünler zar diye de sormuyor değilim kendime) tadım hayal gücüm pek gelişkin değildir, veya Euro 5 Dizel motor gibi ilk gaza bastığında arabayı anında şaha kaldırmaz ama momentum toplanınca iyi gider. Kendimi eğitmek için içtiğim şeyler hakkında önceden okumuyor ve saksıyı zorlamaya çalışıyorum, artık bu yaşta ne kadar oluyorsa.

Yanı başımda her daim net ve nokta atışı yorumlar yapan bir tadımcı olduğu için şanslıyım, bu durumda da bunda acaba fıçı mı var diyor, zannetmiyorum diyorum, fakat şarabın sarının koyusuna çalan tonuna bakılınca ola da bilir mi acaba diyorum, alttan alta fındığımsı / kuru yemişimsi tatlar da geliyor ama bu birçok şeyden kaynaklı olabilir. (mesela?) Onun dışında diri, taze hisli, orta gövdeli, burunda çok fazla kendini açmayan ancak damakta oldukça hızlı ve net bir şarap. Ekşi greyfurt, limon, floral notalar, olgun olmayan kayısı ve hatta tuzlumsu acımsı bir şeyler de hissediliyor ama bütününde çok sek hissi vermiyor. Fakat asıl vurgulanması gereken belki de şarabın ilk planda hissettirdiği kuvvet ve…alkol mü bu, zannetmiyorum, ne kadar acaba, 12’dir diyorum, İtalyan beyazı ne de olsa, yok 12.5 imiş, hmm, demek ki kuvveti kendinden menkul, yapısından, üzümünden, tarzından. Peki mayalarla birlikte bekletilmiş olabilir mi? Veya gerçekten fıçı var mı? Varsa ne kadar var? Hangi fıçı, hangi boyut, ne süreyle? Vinifikasyon, yıl, iklim, şaraphane teknisyeninin keyfi, tıpası, sofraya gelene kadarki macerası…Sorular uzadıkça şarabın yemekle en azından çatışmadığını, sakince eşlik ettiğini fark ediyoruz. Fakat bir saniye, şarap çok uzun değil mi, bir şarap fiyatından daha uzun olabilir mi, yani neden olmasın, ama genelde de olmuyor…Verdicchio’muzun 12 pound fiyatı düşünülürse bu bir sürpriz gibi lakin, hoş sürpriz. Şarap ısındıkça ve açıldıkça daha da atak oluyor, hah, atak, bulduk sıfatı. Bir şarabı atak, enerjik yapan nedir, bazıları neden esrarlı sigara içmiş gibi gevşek ve gerideyken bazıları daha canlı ve tez canlı olabiliyor, siz düşünün.

Pazar öğleden sonrası akşama evrilirken Londra semalarında önce bir kızılca kıyamet, yağmur kamçı camları, kaldırımları ve kendisine aldırmayan Londralıları hızlıca bir dövüp kaçıyor ve yerini, öbür taraftan gelme gibi, capcanlı, coşkun ve kusursuz şekilli bir gökkuşağına ve hemen ardından ikiz kardeşine bırakıyor. Önce seyre ve elbette ardından hemen cep telefonlarımıza sarılıyoruz. Paylaşılmayan an an olamıyor artık, gelin görün. Peki Ay’ın bir zamanlar Dünya’nın kardeşi olduğunu, ikisinin uzun zaman yan yana dönüp durduklarını akabinde çarpıştıklarını ve Ay’ın şimdiki yalnızlığına çekildiğini biliyor muydunuz? Kâinat garip bir ‘şey’ vesselam, şarap var, Ay var, İtalya var, Coltrane var, akıl ermez, isteyen istediği semaviyata bağlayabilir ama yolunuz Marche’ye düşerse bu şarabın yerel örneklerinden tatmayı ihmal etmeyin, eminim şaraba eşlik edecek veya şarabın eşlik edeceği müthiş atıştırmalıklar da olacaktır yakınlarda. Coronanın adı batsın, bitsin yeminle İtalya’ya kamp kuracağım…

Bağlayalım, şarap iyi hayat kısa, Verdicchio’yu aklınızın bir kenarına yazınız, kadehler ve gönüller her daim dolsun, Türk şarap tanrısı Zilli Tanen her daim sizinle olsun…

Malbec Alamos 2019